Fikriyat Gazetesi

Top Menu

  • Anasayfa
  • Akademik
    • Tarih
      • Yakın Tarih
      • Türk Tarihi
      • Dünya Tarihi
      • Amerika Tarihi
      • İslam Tarihi
      • Avrupa Tarihi
      • Asya Tarihi
    • Sosyoloji
      • Antropoloji
      • Ünlü Filozoflar
      • Sosyoloji Bilimi
      • Ünlü Sosyologlar
    • Psikoloji
      • Psikoloji Bilimi
      • Ünlü Psikologlar
    • Sinema
      • Türk sineması
      • Amerikan Sineması
      • Avrupa Sineması
      • Rus Sineması
      • Hint Sineması
      • Kült Filmler
      • Uzakdoğu Sineması
      • Ünlü Yönetmenler
    • Müzik
      • Türk Halk Müziği
      • Ünlü Sanatçılar
      • Klasik Batı Müziği
      • Klasik Türk Müziği
    • İlahiyat
      • İslam
      • Akaid
      • Kur’an
      • Siyer
      • Hadis
    • Felsefe
      • İslam Felsefesi
      • Modern Felsefe
      • Antik Yunan Felsefesi
      • Eski Mısır
    • Eğitim
      • Akademik Dünya
      • Pedagoji
      • Eğitim Kuramları
      • Çocuk Eğitimi
      • Üniversiteler
    • Edebiyat
      • Türk Edebiyatı
      • Dünya Edebiyatı
      • Ünlü Yazarlar ve Şairler
    • Makaleler
    • Biyografi
    • Geleneksel Sanatlar
  • Haberler
  • Siyaset
  • Ekonomi
  • Kültür Sanat
  • Sağlık
  • Spor
  • Bilim – Teknoloji
  • Medya

Ana Menu

  • Anasayfa
  • Haberler
  • Siyaset
  • İslam Dünyası
  • Kültür Sanat
  • Ramazan
  • Akademik
  • Yazarlar
  • Anasayfa
  • Akademik
    • Tarih
      • Yakın Tarih
      • Türk Tarihi
      • Dünya Tarihi
      • Amerika Tarihi
      • İslam Tarihi
      • Avrupa Tarihi
      • Asya Tarihi
    • Sosyoloji
      • Antropoloji
      • Ünlü Filozoflar
      • Sosyoloji Bilimi
      • Ünlü Sosyologlar
    • Psikoloji
      • Psikoloji Bilimi
      • Ünlü Psikologlar
    • Sinema
      • Türk sineması
      • Amerikan Sineması
      • Avrupa Sineması
      • Rus Sineması
      • Hint Sineması
      • Kült Filmler
      • Uzakdoğu Sineması
      • Ünlü Yönetmenler
    • Müzik
      • Türk Halk Müziği
      • Ünlü Sanatçılar
      • Klasik Batı Müziği
      • Klasik Türk Müziği
    • İlahiyat
      • İslam
      • Akaid
      • Kur’an
        • Tefsir
        • Meal
        • Kavramlar
      • Siyer
      • Hadis
    • Felsefe
      • İslam Felsefesi
      • Modern Felsefe
      • Antik Yunan Felsefesi
      • Eski Mısır
    • Eğitim
      • Akademik Dünya
      • Pedagoji
      • Eğitim Kuramları
      • Çocuk Eğitimi
      • Üniversiteler
    • Edebiyat
      • Türk Edebiyatı
      • Dünya Edebiyatı
      • Ünlü Yazarlar ve Şairler
    • Makaleler
    • Biyografi
    • Geleneksel Sanatlar
  • Haberler
  • Siyaset
  • Ekonomi
  • Kültür Sanat
  • Sağlık
  • Spor
  • Bilim – Teknoloji
  • Medya

logo

Fikriyat Gazetesi

  • Anasayfa
  • Haberler
    • Önlem almayan Amerikan polisi, yine PKK/PYD tarafını tuttu

      15 Haziran 2017
      0
    • Dünyadaki en kötü açlık krizi

      15 Haziran 2017
      0
    • Kılıçdaroğlu’nun yürüyüşü cezaevi önünde bitecek

      15 Haziran 2017
      0
    • İşsizlik verilerinde düşüş başladı

      15 Haziran 2017
      0
    • Erdoğan TBMM’deki iftar programına katıldı

      15 Haziran 2017
      0
    • CHP'nin Açmazı

      15 Haziran 2017
      0
    • Başbakan Yıldırım Yunanistan'a gidecek

      14 Haziran 2017
      0
    • TBMM Koruma Daire Başkanlığı Şube Müdürü gözaltına alındı

      14 Haziran 2017
      0
    • Rakka'da sivil katliamı

      14 Haziran 2017
      0
  • Siyaset
    • Kılıçdaroğlu’nun yürüyüşü cezaevi önünde bitecek

      15 Haziran 2017
      0
    • Erdoğan TBMM’deki iftar programına katıldı

      15 Haziran 2017
      0
    • CHP'nin Açmazı

      15 Haziran 2017
      0
    • Her zamanki gibi "Direniş" peşindeler

      14 Haziran 2017
      0
    • Kılıçdaroğlu, CHP grubunu acil toplantıya çağırdı

      14 Haziran 2017
      0
    • Bahçeli: Türkiye doğru yolda

      13 Haziran 2017
      0
    • Hızlı tren hattı, 12 bin kilometreye çıkacak

      13 Haziran 2017
      0
    • Sağlıkta Cumhuriyet tarihinin en büyük reformları yapılıyor

      13 Haziran 2017
      0
    • İsrafın önlenmesi için meclis harekete geçti

      11 Haziran 2017
      0
  • İslam Dünyası
    • Dünyadaki en kötü açlık krizi

      15 Haziran 2017
      0
    • HARİTALAR ÇİZİLİYOR DİYORUZ, AYDINIMIZ BELGENİZ VAR MI? DİYOR

      15 Haziran 2017
      0
    • Rakka'da sivil katliamı

      14 Haziran 2017
      0
    • İkinci Dünya Savaşı’ndan sonraki en büyük katliam

      14 Haziran 2017
      0
    • Katar krizi yetmedi!

      14 Haziran 2017
      0
    • Mısır, Filistin'in can damarlarını kesiyor!

      14 Haziran 2017
      0
    • Muson yağmurları Bangladeş'i vurdu

      14 Haziran 2017
      0
    • Filipin ordusu, sosyal hesapları izliyor

      14 Haziran 2017
      0
    • İslam Medeniyetinin Yeniden Dirilişi

      14 Haziran 2017
      0
  • Kültür Sanat
    • Tarihi manastır turizme kazandırılacak

      14 Haziran 2017
      0
    • GELENEKLİ SAN’ATLARA DÂİR…

      13 Haziran 2017
      0
    • Gökyüzünden görülen heykeller!

      13 Haziran 2017
      0
    • Hatay Arkeoloji Müzesi 'en büyük' olma yolunda

      13 Haziran 2017
      0
    • 11 müze daha yıl sonuna kadar hizmete açılacak

      12 Haziran 2017
      0
    • 'Cülus-ı Hümayun' Topkapı Sarayı'nda

      10 Haziran 2017
      0
    • Arif V 216 filminden ilk kareler

      9 Haziran 2017
      0
    • Sezen Aksu öykü kitabı çıkarıyor

      9 Haziran 2017
      0
    • Türk ressamın resimleri Valensiya'da

      8 Haziran 2017
      0
  • Ramazan
    • Erdoğan TBMM’deki iftar programına katıldı

      15 Haziran 2017
      0
    • Çocuklarımıza Kur’ân’ı Nasıl Sevdirelim?

      15 Haziran 2017
      0
    • Namaz ve Şehir: İslam’ın Görünür Veçhesi Namaz Hakkında Bazı Mülahazalar

      13 Haziran 2017
      0
    • Kadim Bir Kulluk Geleneği Olarak İtikaf

      12 Haziran 2017
      0
    • Bayram müjdesi erken geldi

      12 Haziran 2017
      0
    • RAMAZAN VE BAĞIMLILIKLARDAN KORUNMA

      12 Haziran 2017
      0
    • Darda kalmışların göz aydınlığı Kızılay

      12 Haziran 2017
      0
    • Türbedeki nöbet, ziyaretçi sayısını katladı

      11 Haziran 2017
      0
    • Türk Kızılayı ve THY'den Musullu sığınmacılara iftar

      10 Haziran 2017
      0
  • Akademik
    • Çocuklarımıza Kur’ân’ı Nasıl Sevdirelim?

      15 Haziran 2017
      0
    • Amerika'nın İslamofobya endüstrisi

      14 Haziran 2017
      0
    • Padişahların mutlak otoritesi Avrupalılar’a örnek oldu

      14 Haziran 2017
      0
    • Batı'nın diğer 'öteki'si olarak: Rusya

      14 Haziran 2017
      0
    • Amerika'nın siyah tarihi

      14 Haziran 2017
      0
    • Osmanlı'nın olmazsa olmaz kitabı: Mukaddime

      14 Haziran 2017
      0
    • zekeriya erdim

      Büyüyen Ve Gelişen Türkiye’nin YENİ-YERLİ-YETERLİ EĞİTİM MODELİ

      14 Haziran 2017
      0
    • İslam Medeniyetinin Yeniden Dirilişi

      14 Haziran 2017
      0
    • Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cemil Meriç'i andı

      13 Haziran 2017
      0
  • Yazarlar
    • Çocuklarımıza Kur’ân’ı Nasıl Sevdirelim?

      15 Haziran 2017
      0
    • zekeriya erdim

      Büyüyen Ve Gelişen Türkiye’nin YENİ-YERLİ-YETERLİ EĞİTİM MODELİ

      14 Haziran 2017
      0
    • İslam Medeniyetinin Yeniden Dirilişi

      14 Haziran 2017
      0
    • Biberiye bitkisi

      13 Haziran 2017
      0
    • GELENEKLİ SAN’ATLARA DÂİR…

      13 Haziran 2017
      0
    • Göğe dokunamayan eller

      13 Haziran 2017
      0
    • Namaz ve Şehir: İslam’ın Görünür Veçhesi Namaz Hakkında Bazı Mülahazalar

      13 Haziran 2017
      0
    • Kadim Bir Kulluk Geleneği Olarak İtikaf

      12 Haziran 2017
      0
    • RAMAZAN VE BAĞIMLILIKLARDAN KORUNMA

      12 Haziran 2017
      0
  • Önlem almayan Amerikan polisi, yine PKK/PYD tarafını tuttu

  • Dünyadaki en kötü açlık krizi

  • Kılıçdaroğlu’nun yürüyüşü cezaevi önünde bitecek

  • İşsizlik verilerinde düşüş başladı

  • Erdoğan TBMM’deki iftar programına katıldı

AkademikFelsefeİlahiyatİslamMakalelerSosyolojiTarih
Anasayfa›Akademik›İlhan Kutluer: Medeniyet Kavramı

İlhan Kutluer: Medeniyet Kavramı

By admin
29 Mayıs 2017
907
0

MEDENİYET

(مدنيت)

Arapça’da “şehir” anlamına gelen ve müdûn köküne dayanan medîne isminden Osmanlı Türkçesi’nde türetilen medeniyyet kelimesinin, kök itibariyle “yönetmek” (es-siyâse) ve “mâlik olmak” anlamları da bulunan deyn (dîn) masdarıyla ilişkili olduğu da ileri sürülmüştür. Medenî (medeniyye) ve medînî ise “şehre mensup olan, şehirli” mânasına gelmektedir (Lisânü’l-ǾArab, “mdn”, “dyn” md.leri). Medine’de nâzil olmuş sûreler de “Medenî” adını alır. Daha sonra medîne kelimesinden temeddün masdarı türetilerek “şehirli veya medenî hayat yaşamak” anlamında kullanılmıştır. Medenî ve medeniyyenin terim olarak kullanılması büyük ölçüde tercüme faaliyetleri dönemine rastlar. Bu çalışmalar esnasında Grekçe’de “şehir ve şehir devleti” mânasındaki polis kelimesi medîne, “devlet ve yönetim” anlamına gelen, aynı zamanda Eflâtun’un diyaloglarından birinin adı olan politeia kelimesi “es-siyâsetü’l-medeniyye” tabiriyle ifade edilmiştir. Bu bağlamda medenî terimi hem sosyal hem siyasal olma niteliğini ifade etmektedir. Nitekim İslâm düşünce literatüründe sık sık tekrarlanan insanın tabiatı itibariyle medenî olduğu (medeniyyün bi’t-tab‘) tanımlaması Aristo’ya ait “siyasal canlı”yı (zoonpolitikon) karşılamaktadır. Bu sebeple insan türünü bir sosyopolitik canlı olarak inceleyen yahut sosyopolitik varlık alanını araştıran felsefî disiplin “el-ilmü’l-medenî, ilmü’s-siyâse, ilmü’s-siyâseti’l-medeniyye” olarak anılır. Sonraları sosyopolitik durum veya yapıyı ifade etmek üzere umrân kelimesi İslâmî terminolojiye girmiş, hem bedevîlik hem medenîlik (hadarîlik, hadâre) durumunu ifade edecek şekilde kullanılmıştır (aş. bk.). Batı dillerinde “medeniyet” karşılığı olan civilisation da Latince’de “şehirli” anlamına gelen civilis kelimesinden türetilmiştir. “Civilisation” teriminin modern Batı düşüncesi içinde kazandığı anlamları karşılamak üzere son devir Osmanlı Türkçesi’nde medeniyyet kelimesi kullanılmış, modern Arapça’da ise daha ziyade hadâre yaygınlık kazanmıştır. “Belli yasalara uyarak şehirde yaşayan halk” mânasındaki uygurdan türetilen uygarlık kelimesi de günümüz Türkçe’sinde medeniyet karşılığı olarak belli bir yaygınlığa sahiptir. Medeniyet teriminin düşünce tarihi boyunca kazandığı anlamların ortak noktası şehir hayatının sosyal, siyasal, entelektüel, kurumsal, teknik ve ekonomik alanlarda mümkün kıldığı birikim, düzey ve fırsatları ifade ediyor olmasıdır. Bununla birlikte kelime çeşitli zihniyet dünyalarında farklı şekilde kavranmış ve tanımlanmıştır (aş. bk.).

Klasik İslâm felsefesinde medine, medenî, medeniyye ve es-siyâsetü’l-medeniyye tabirleri arasındaki kavramsal ilişkiyi temel bir felsefî disiplin çerçevesinde kuran düşünür Fârâbî’dir. Filozofun hareket noktası insanın tek başına karşılayamayacağı ihtiyaçlarını dayanışma, yardımlaşma ve iş bölümü çerçevesinde gidermesi ve kendi türüne özgü yetkinliklere ulaşması için toplumsal bir hayat (ictimâ‘) oluşturma zorunluluğudur. Şehir (medine), millet (ümmet) ve milletler topluluğu (ma‘mûre) tarzında örgütlenen toplumlar insana has yetkinliklerin gerçekleşmesini temin edecek yeterliliktedir. Şehirler birleşip milleti, milletler birleşip milletler topluluğunu teşkil eder. Köy, mahalle, sokak ve aile şeklindeki topluluklar, insan türü için gerekli iyilik ve yetkinliklerin kazanılacağı bir ortam hazırlayamaz ve ancak medinenin temel dokusunu oluşturma bakımından anlam taşır. İş birliği ve iş bölümünü sağlamak üzere bir toplum meydana getiren insanlar kendilerince tanımladıkları bir mutluluğa ulaşmayı amaç edinirler. Gerçek anlamdaki mutluluğu amaçlayan toplumların sosyopolitik hayatı hangi ölçekte olursa olsun erdemli olarak anılmalıdır; çünkü erdem mutluluğa gerçek anlamını veren değerdir (el-Medînetü’l-fâżıla, s. 116-117). Fârâbî’nin siyaset felsefesinde medine, söz konusu yetkinlik ve iyiliklerin gerçekleştiği en küçük organik toplumsal yapı olarak ele alınırken bu toplumu oluşturan fertlerin sahip olduğu dünya görüşü, mutluluk ve erdem fikri medinenin değerler sistemini meydana getirir. Bu değerler sistemi metafizikten kozmolojiye, kozmolojiden ahlâk ve siyasete uzanan görüş ve uygulamaların yönlendirici ilkesini oluşturur. Aynı bağlamda Fârâbî dikkatini özellikle medinenin kurucu başkanı (er-reîsü’l-evvel) üzerinde yoğunlaştırmaktadır. Eğer bir şehrin ahalisi tarafından benimsenen ve kuşaklar boyu izlenen dünya görüşü vahiy alan bir kurucu başkan tarafından şekillendirilmişse bu şehir erdemli şehir (el-medînetü’l-fâzıla) adını alacaktır. Aynı durum millet ve milletler topluluğu için de geçerlidir. Böyle olmayan şehirlerin benimsediği mutluluk ve iyilik tasavvurları onları bilgi ve ahlâkın erdeminden uzaklaştırmış olduğundan topyekün erdemli şehrin zıtları olarak adlandırılmalıdır (a.g.e., s. 125, 127, 131 vd.). Bu yaklaşımıyla filozof sosyopolitik (medenî) hayatı açık bir biçimde değer yüklü kabul etmekte ve ayırıcı ölçütü erdem olarak belirlemektedir. Bilgiyi merkeze alan aklî erdemlerle doğru davranışı esas alan ahlâkî erdemler, bir teori-pratik bütünlüğü içinde gerçek mutluluğa ulaştıracak değerler sistemini oluşturur. Medenî hayatın şartlarını konu edinen sosyopolitik bilim (el-ilmü’l-medenî) bu sebeple dinî hayat hakkındaki ilimler olan kelâm ve fıkhı da içermektedir (İĥśâǿü’l-Ǿulûm, s. 130-138). Fârâbî’nin “es-siyâsetü’l-medeniyye” teorisi erdemli bir toplum esas alındığında ilmî, ahlâkî ve dinî vechelere sahip bulunan yahut bunlar olmaksızın gerçeklik kazanmayan sosyo-politik bir hayatın ilkelerini ortaya koymaya çalışmıştır.

İbn Sînâ da insanî ihtiyaçların giderilmesi fikrinden hareketle toplumsal bir hayatın zorunluluğu üzerinde durmakta, ancak topluluk halinde yaşamakla şehirler kurup medenî bir hayata ulaşmanın şartları arasında ayırıma gitmektedir. Filozofa göre bu şartları yerine getiremeyip yalnızca bir topluluk oluşturan insan grupları insanî yetkinlikleri kazanmada başarılı olamayacaktır. Medenî bir hayatın gerçekleşmesi için sosyal ilişkilerin iş birliği zemininde yürütülmesi kadar adalet ilkesine göre sürdürülmesi de gereklidir. Bu ilkenin hayata geçirilmesi, herkesin adaleti kendi çıkarına göre yorumladığı ve bu yüzden kargaşanın hüküm sürdüğü bir durumda söz konusu olamayacağından adaleti herkes için sağlayacak kuralların konması zorunludur. Filozofa göre bu kuralları koyacak olan kişi vahiy alan bir nebî olmalıdır. Bu fikrin metafizik temeli, Allah’ın “mümkin iyilik düzeni” hakkındaki bilgisi ve bu bilginin gereği olan inâyetidir (eş-Şifâǿ el-İlâhiyyât [2], s. 441-443).

Ahlâk filozofu İbn Miskeveyh, insanın tabiatı itibariyle topluluk halinde yaşamaya eğilimli bir varlık olduğunu vurgularken ahlâkî erdemlerin ancak medenî bir hayat içinde işlerlik kazanabileceğini belirtmek istemiştir (Tehźîbü’l-aħlâķ, s. 38). İbn Sînâ’nın topluluk hayatı, sosyal ilişkiler, bunların adalet ilkesine dayandırılması ve nübüvvetin gerekliliği etrafında geliştirdiği görüşlere temas eden Fahreddin er-Râzî de toplum düzeninin (nizâmü’l-âlem) ancak böyle sağlanacağı fikrini tekrarlamaktadır (el-Mebâĥiŝü’l-meşriķıyye, II, 556; İbn Sînâ’da görüldüğü gibi kozmik anlamı da bulunan “nizâm-ı âlem” tabiri, klasik Osmanlı düşüncesinde sık sık bütün boyutları ile “toplumsal düzen” anlamında kullanılacaktır; bk. Görgün, XIII/2 [2000], s. 180-188). Nasîrüddîn-i Tûsî de Aħlâķ-ı Nâśırî adlı eserinde insanın medenî hayata olan ihtiyacını ele almıştır (The Nasirean Ethics, s. 31).

Tarih felsefesi ve sosyolojinin kurucusu kabul edilen İbn Haldûn, İslâm filozoflarının insana özgü toplu halde yaşama olgusunu ifade etmek üzere kullandığı “el-ictimâu’l-insânî, el-ictimâu’l-beşerî, el-medeniyye” gibi tabirlerden çok “umrân, umrânü’l-âlem, el-umrânü’l-beşerî” tabirlerine yer vermektedir. Buna göre beşerî umran kavramı, hem bedevî hem barbar toplulukları hem de uygar toplumları ifade etmektedir. Onun farklı bir terminoloji oluşturma gayretinin, bizzat kendisinin geliştirmek istediği umran ilminin özellikle filozofların siyaset felsefesi geleneğinden farkını vurgulamak istemesiyle ilgisi vardır. Nitekim kendisi, bu ilmin Fârâbî ve İbn Sînâ’nın İslâm dünyasında ortaya koyduğu “ilmü’s-siyâseti’l-medeniyye” ile karıştırılmaması gerektiğini söyler; çünkü söz konusu felsefî disiplin metafizik ve ahlâk felsefesinin temelleri üzerinde yükselir. Halbuki İbn Haldûn, tarihî olay ve sosyal olguların sebep-sonuç ilişkisi içinde nesnel açıklamasını yapmak, böylece toplumsal değişme yasalarını tesbit etmek istemektedir. Zira umran ilmi ideal ve değerlerle değil hayatın gerçekleriyle meşgul olacaktır. Düşünür insan tabiatının medenîliği konusunda filozofların tesbitine katılmakta ve onların toplumsal hayatın zorunluluğuyla ilgili çıkarımlarını benimsemektedir. Ancak İbn Sînâ’nın, adalet ve düzen fikrini birlikte değerlendiren gerçekçi bakış açısını görmezlikten gelerek medenî hayatla nübüvvet arasında zorunlu bir bağ gören yaklaşımını şiddetle eleştirmektedir (Muķaddime, I, 327, 331-332, 335-339). İbn Haldûn, modern Batı dillerindeki “civilisation” kelimesiyle karşılanabilecek olan “hadâre” terimini daha ziyade bilimler ve sanatların gelişimiyle yahut zevklerin incelmesi ve refahın artmasıyla ilişkilendirmek ister. Halbuki bedevî hayat tarzının hüküm sürdüğü, temeddün etmemiş yörelerde bu tür gelişmelere rastlanmaz (a.g.e., III, 1024). Temeddüne has bu tür hayat tarzları ve birikimlerin İbn Haldûn’un teorisinde toplum ve devletlerin geçirdiği aşamalarla yakından ilgisi vardır ve bunlar her zaman mânevî değerler açısından olumlu gelişmelerin göstergesi sayılmayabilir (ayrıca bk. İBN HALDÛN).

“Medeniyyün bi’t-tab‘” ve “temeddün” tabirlerinin klasik Osmanlı düşüncesinde de kullanıldığı görülmektedir. Meselâ Molla Lutfî medenî hayatla şer‘î ilimlerin doğuşu arasında irtibat kurarken (Risâle fi’l-Ǿulûmi’ş-şerǾiyye ve’l-ǾArabiyye, s. 21, 44-45), tarihçi Tursun Bey bir siyasî otoritenin gerekliliğini vurgularken (Târîh-i Ebü’l-Feth, s. 10-13) bu tabirlere başvurmuştur. Kınalızâde ise Fârâbî’nin siyaset felsefesine dair görüşlerine atıfta bulunarak esasen Kanûnî Sultan Süleyman devrini idrak eden Osmanlı ülkesiyle filozofun idealindeki erdemli devlet ve toplumun çok geniş bir coğrafyaya yayılmış “müdün-i fâzıla” tarzında gerçeklik kazandığını belirtmektedir (Ahlâk-ı Alâî, s. 104-106). Fârâbî ve İbn Sînâ’nın konuyla ilgili düşüncelerini yorumlayan Taşköprizâde de erdemli bir toplum ve uygarlık oluşturmanın medenî hayatla (temeddün) dinî hayat (tedeyyün) arasında sıkı bir irtibat kurmaktan geçtiğini vurgulamıştır (özellikle bk. Miftâĥu’s-saǾâde, I, 26-27, 311, 314-315, 320, 403-405, 407-408; II, 150). İbn Haldûn’un medeniyet, felsefî ilimler ve din arasında kurduğu ilişkileri tekrar gündeme getiren Kâtib Çelebi (Keşfü’ž-žunûn, I, 678-680), yine İbn Haldûn’un devletlerin ömrü ve geçirdiği aşamalarla ilgili “tavırlar” (etvâr) teorisini Osmanlı Devleti açısından yeniden ele alan tarihçi Naîmâ da (Târîh, I, 30-40) aynı klasik geleneğin birer uzantısıdır (geniş bilgi için bk. Kutluer, sy. 4-5 [2000], s. 13-30).

BİBLİYOGRAFYA:

Lisânü’l-ǾArab, “mdn”, “dyn” md.leri; M. Namık Çankı, Büyük Felsefe Lûgatı, İstanbul 1954, I, 375-377; Fârâbî, el-Medînetü’l-fâżıla (nşr. Albert Nasrî Nâdir), Beyrut 1991, s. 116-117, 125, 127, 131 vd.; a.mlf., İĥśâǿü’l-Ǿulûm (nşr. Osman M. Emîn), Kahire 1968, s. 130-138; a.mlf., Taĥśîlü’s-saǾâde (nşr. Ca‘fer Âli Yâsîn), Beyrut 1403/1983, s. 78, 80; İbn Miskeveyh, Tehźîbü’l-aħlâķ (nşr. İbnü’l-Hatîb), Kahire 1398, s. 38; İbn Sînâ, eş-Şifâǿ el-İlâhiyyât (2), s. 441-443; Fahreddin er-Râzî, el-Mebâĥiŝü’l-meşriķıyye (nşr. Muhammed el-Mu‘tasım-Billâh el-Bağdâdî), Beyrut 1410/1990, II, 556; Nasîrüddîn-i Tûsî, The Nasirean Ethics (trc. G. M. Wickens), London 1964, s. 31; İbn Haldûn, Muķaddime, I, 327, 331-332, 335-339; III, 1024; Molla Lutfî, Risâle fi’l-Ǿulûmi’ş-şerǾiyye ve’l-ǾArabiyye (nşr. Refîk el-Acem), Beyrut 1994, s. 21, 44-45; Tursun Bey, Târîh-i Ebü’l-Feth (nşr. A. Mertol Tulum), İstanbul 1977, s. 10-13; Taşköprizâde, Miftâĥu’s-saǾâde, I, 26-27, 311, 314-315, 320, 403-405, 407-408; II, 150; Kınalızâde Ali Efendi, Ahlâk-ı Alâî, Bulak 1242, s. 104-106; Keşfü’ž-žunûn, I, 678-680; Naîmâ, Târih, I, 30-40; İlhan Kutluer, “Fârâbî’den Taşköprîzâde’ye: Uygarlık, Din ve Bilim”, Akademik Araştırmalar Dergisi (Osmanlı özel sayısı), sy. 4-5, İstanbul 2000, s. 13-30; Tahsin Görgün, “Osmanlı’da Nizâm-ı Alem Fikri ve Kaynakları Üzerine Bazı Notlar”, İslâmî Araştırmalar, XIII/2, Ankara 2000, s. 180-188.

 

İlhan Kutluer

 

TDV İslam Ansiklopedisi cilt: 28; sayfa: 296 – 297

Etiketilhan KutluerMedeniyet kavramı
Önceki Haber

Ali Köse: Malcolm X

Sonraki Haber

İbn Tufeyl: Hay Bin Yakzan

İlgili Haberler .

  • AkademikBiyografiDünya EdebiyatıEdebiyatFelsefeİlahiyatİslam Felsefesiİslam TarihiMakalelerÜnlü FilozoflarÜnlü Yazarlar ve Şairler

    İbn Tufeyl: Hay Bin Yakzan

    29 Mayıs 2017
    By admin
  • AkademikDünya EdebiyatıEdebiyatKitap TahliliÜnlü Yazarlar ve Şairler

    Dostoyevski: Yeraltından Notlar

    26 Mayıs 2017
    By admin
  • Haberlerİslamİslam DünyasıKültür SanatManset

    Çanakkale’ye asırlık mektuplar

    18 Mart 2017
    By editor3
  • AkademikAmerika TarihiBiyografiBiyografiMakalelerTarih

    Ali Köse: Malcolm X

    29 Mayıs 2017
    By admin
  • Haberlerİslamİslam DünyasıMansetSiyaset

    Çanakkale’de dedeler 15 Temmuz’da torunlar

    18 Mart 2017
    By editor3
  • AkademikEdebiyatTürk EdebiyatıÜnlü Yazarlar ve Şairler

    Kocakarı ile Ömer

    19 Mayıs 2017
    By admin

ilgili Haber

  • “İstanbul’un fethi ibretlerle dolu bir zaferdir”

  • Öğretmenler, 384 bin kilometre ötedeki ayı böyle gördüler

  • PKK nedeniyle 1 milyon kişi bölgeden kaçtı

İslam Dünyası

Dünyadaki en kötü açlık krizi

Birleşmiş Milletler, Yemen’in kıtlığın eşiğinde olduğu uyarısında bulunarak, 17 milyondan fazla kişinin bir sonraki öğününün nereden geleceğini bilmediğini bildirdi Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreter Sözcüsü Stephane Dujarric, günlük basın brifinginde, ...
  • HARİTALAR ÇİZİLİYOR DİYORUZ, AYDINIMIZ BELGENİZ VAR MI? DİYOR

    By admin
    15 Haziran 2017
  • Rakka’da sivil katliamı

    By editor2 editor2
    14 Haziran 2017
  • İkinci Dünya Savaşı’ndan sonraki en büyük katliam

    By editor5 editor5
    14 Haziran 2017
  • Katar krizi yetmedi!

    By editor5 editor5
    14 Haziran 2017

Fikriyat Gündemi

  • 15 Haziran 2017

    Önlem almayan Amerikan polisi, yine PKK/PYD tarafını tuttu

  • 15 Haziran 2017

    Dünyadaki en kötü açlık krizi

  • 15 Haziran 2017

    Kılıçdaroğlu’nun yürüyüşü cezaevi önünde bitecek

  • 15 Haziran 2017

    İşsizlik verilerinde düşüş başladı

  • 15 Haziran 2017

    Erdoğan TBMM’deki iftar programına katıldı

Kültür Sanat

  • 14 Haziran 2017

    Tarihi manastır turizme kazandırılacak

  • 13 Haziran 2017

    GELENEKLİ SAN’ATLARA DÂİR…

  • 13 Haziran 2017

    Gökyüzünden görülen heykeller!

  • 13 Haziran 2017

    Hatay Arkeoloji Müzesi ‘en büyük’ olma yolunda

  • 12 Haziran 2017

    11 müze daha yıl sonuna kadar hizmete açılacak

Fikriyat Ramazan

Nesimi’den Güldür Gül

Vav Radyo

SON HABERLER

  • 15 Haziran 2017

    Önlem almayan Amerikan polisi, yine PKK/PYD tarafını tuttu

  • 15 Haziran 2017

    Dünyadaki en kötü açlık krizi

  • 15 Haziran 2017

    Kılıçdaroğlu’nun yürüyüşü cezaevi önünde bitecek

  • 15 Haziran 2017

    İşsizlik verilerinde düşüş başladı

  • 15 Haziran 2017

    Erdoğan TBMM’deki iftar programına katıldı

AKADEMİ HABERLERİ

  • 15 Haziran 2017

    Çocuklarımıza Kur’ân’ı Nasıl Sevdirelim?

  • 14 Haziran 2017

    Amerika’nın İslamofobya endüstrisi

  • 14 Haziran 2017

    Padişahların mutlak otoritesi Avrupalılar’a örnek oldu

  • 14 Haziran 2017

    Batı’nın diğer ‘öteki’si olarak: Rusya

  • 14 Haziran 2017

    Amerika’nın siyah tarihi

Biyografiler

  • 5 Haziran 2017

    Soğuk Savaş Amerika’sının nihilisti

  • 1 Haziran 2017

    Şehit generalin tüyleri diken diken eden kahramanlık öyküsü

Site Haritası

  • Anasayfa
  • Akademik
  • Haberler
  • Siyaset
  • Ekonomi
  • Kültür Sanat
  • Sağlık
  • Spor
  • Bilim – Teknoloji
  • Medya
© Copyright Fikriyat. All rights reserved.